HÜKÜM YALNIZ ALLAH’INDIR
HÜKÜM YALNIZ ALLAH’INDIR
27-Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O’nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kudret yoktur.
Hüküm Allah’tan başkasına bırakılırsa, dosdoğru dinden sapılmış olunur. Mezhep içtihatlarıyla, icma, kıyas başlıklarıyla veya hadislere dayandırılarak verilen hükümler Allah’ın hükmü değildir. Bu mezhepleri dine eşitlemek, Allah’ın hüküm koyucu yetkisini başkasına vermek demektir. Allah’ın hüküm konusunda hiçbir ortağı yoktur. Kişilerin şahsi hükümleri din olamaz. Kehf suresi 27. ayetten Allah’ın hükmüne uymanın Allah’ın vahyine uymakla yerine getirilebileceğini anlarız. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek kimse yoktur, ama mezhepler nasih mensuhla (25. Bölümü okuyunuz), uydurma hadislerle Allah’ın hükümlerini değiştirmeye yeltenmişlerdir. Allah’ın hükümleri Allah’ın vahyi olan Kuran’dadır.
Zaten Allah’ın sözü olduğu iddia edilebilecek başka bir kaynak yoktur ki bu kaynağın Allah’ın hükmünü kapsadığı iddia edilebilsin. Hükmün yalnız Allah’ın olması (12 Yusuf Suresi 40) ve Allah’ın hükmüne kimsenin ortak kılınmaması (18 Kehf Suresi 26) için Allah’ın hükümlerinin hepsini içeren Kuran’ı dinin tek kaynağı yapmak zorundayız. Eğer Allah’ın hükmü olmayan, Allah’ın olmayan kitapları, dini hüküm kaynağı yapıyorsak (İster mezhep ilmihali, ister hadis kitabı olsun) Allah’ın kitabı Kuran’la çeliştiğimizi bilmeliyiz. Bu kitapların Buhari, Müslim, Ebu Davud gibi adları ve mezheplerin Hanefi, Şafi , Caferi gibi adları, bu hükümlerin sahiplerinin Allah değil, bu şahıslar olduklarını daha baştan adlarıyla ortaya koymaktadır.
Allah’ın dini, Kuran’ın indirilmesinin bitişiyle Peygamber’imiz hayattayken tamamlanmıştır. Kuran yazdırılmış, ezberlenmiş ve başı sonu belli bir kaynak olarak rehberimiz olmuştur. Peygamber döneminde yazılması yasak olan hadisleri toplayan kitaplar Peygamber’in vefatından 100-200 yıl sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. Kuran’ın ayetine göre Allah’ın sözleri değiştirilemez bir şekilde tamamken, nedense insanlar bununla yetinmeyip yeni sözler aramışlardır. Bu zihniyete göre İmam Şafi’nin içtihatları, Oniki İmam’ın fetvaları veya Hanefi imamların izahları ile din tamamlanmıştır. Bunlara göre din daha evvel tamam değildir ki bu şahısların yorum, içtihat ve izahları insanlara gereklidir. Ayrıca geleneksel İslam’ın savunucuları bununla da yetinmeyip, nasih-mensuh kılışı izahları sonucunda hadislerle Kuran’ın izahlarını iptal edip, yerine kendi izahlarını ve hadisleri koymuşlardır (Bakınız 25. ve 26. Bölüm). Böylece Allah’ın sözlerini değiştirebilecek hiç kimse olmadığıyla ilgili olan yukarıdaki ayetle çelişmişlerdir.