Hakan Özdemir

Ben burada Alevilik üzerine "Bilgi sahibi olmadan,fikir sahibi olma" aymazlığına düşmeden kısaca düşüncelerimi dostlarıma iletmek istiyorum..

Benim için Alevilik, İslam dinine dayalı bir mezhep değil, dünyayı insan üzerin de şekillendiren ve insana olağanüstü değer biçen Okyanus gibi bir felsefedir...

Alevi canlara yüzyıllardır yapılan organize saldırıları gözönüne alırsak,bu fikrime yürekten inansalar bile söyleyebileceklerini sanmıyorum..Bir de "Din dışı" diye suçlanarak saldırıların dozunun artmasını istemezler..

Ancak ; hepimizin bildiği ve önünde saygıyla eğildiğimiz Hacı Bektaşi Veli'nin dizelerinin son mısrası bile bunu kanıtlamaktadır.."NE ARARSAN KENDİN DE ARA // KUDÜS TE MEKKE DE HAC DA DEĞİL" ..

Kısaca, uyan ey adem, herşey sende başlar ve sende biter..Sen olmasan Tanrı da olmaz..Her güç,insan olduğun için sendedir demektedir veya ben öyle anlıyorum..

Aramızda ki bazı arkadaşların "Teist" olduklarını kendi beyanlarından biliyorum..Cahil aklımla kendimce diyorum ki ; bir insanın hiçbir dine ve dinlerin Tanrı tarafından gönderildiğine inanmaması, o kişinin Tanrı'ya da inanmamasını gerektirmez mi?

Ancak ; insanoğlunun, illaki birşeylerden güç alma içgüdüsü nedeniyle, birşeylere yaslanabilme duygusuyla ve ne olur ne olmaz mantığıyla Tanrı kavramını reddetmemesini anlayışla karşılayabiliriz..

Bir de farklı açıdan bakarsak ; Dünya milyarlarca yıl önce Güneşten kopan bir parçanın soğuması sonucu oluşmadı mı ? Evet..Ve soğuyan Dünyada ilk canlılar, denizler de oluşan tek hücreli amipler değil miydi ? Ve doğa, giderek düzenini kurarak yani evrim teorisinde ki gerçekliğe uygun olarak bugünlere gelmedi mi? O zaman insanın aklına gelmez mi..Tanrı milyarlarca yıl neden bekledi ?

Bu arada insanoğlunun aşkı daha romantik yaşaması için, evrenin sonsuzluğunu yıldızlarla donatmaya mı uğraşıyordu..Bu arada, diğer dünyalarda ki canlılara olağanüstü zeka vererek, onların bizim dünyamıza turistik gezi düzenlemesine olanak tanırken, sıra bize geldiğin de, bizleri ahmak yaratarak, başımıza sayısı belirsiz çobanları gönderip, üstelikte onların seks yaşamlarını düzenleme görevini de üstleniyordu..

Evrende ki canlılar için de, bize yapılan haksızlık değil miydi bu ?..Haksızlık dedim de aklıma geldi..Tanrı, insanların çıkardığı savaşlara - ki, bunların çoğu kendi adına yapılmıştı - neden engel olmadı ? Tanrı, vücudunda sinekler gezen, kaburgaları sayılan ve gençliğini bile göremeden ölen çocuklar için neden bir önlem almadı..Madem evreni insanlar için yaratmıştı da, o ölen çocuklar insan değil miydi ? Ve çocuklardan biri, bir nedenden ötürü öldüğün de neden "Allah bizden çok seviyormuş" denilerek o ana-babanın ömür boyu acı çekmesi isteniyordu..

Sevmedikleri 100 yıl ballı börekli yaşarken, sevdikleri acından ölüyorsa, demez miyiz o zaman " Madem sevdiklerin tez gidiyor.. bizi sevme de biz yaşayalım"...

Konu, Alevilikten buralara geldi ama Alevilik hakkında konuşabilecek bilgiye sahip olmadığımdan, sadece kendi düşüncelerimi dile getirdim..

Bu arada, lütfen inanç tartışmasına girdiğim veya inançlara saygısızlık ettiğim gibi yanlış kanıya varılmasını istemem...

Herkes, neye inanacağına kendi karar verir ve bize de sadece saygı duymak düşer...Ve bir arkadaşımız zaten son noktayı koymuş...

" Farketmez ne dili, dini, inancı..İnsan oluşuna saygımız vardır"..

ALINTIDIR